İnsanlar düşünerek tefekkür ederek hakikati anlamak ve ona göre yaşamak mecburiyetindedirler. 

İstemeden düşünmeden tefekkür etmeden hakikata ulaşılmaz. 
Hakikat herkese lütfedilmez, isteyene, arzulayana dert  sahibi olana lütfedilir. Hakikatı anlamak insanın yükünü hafifletecek ve insanın yaşamını güzelleştirecektir.

Bütün dünyayı keşfetmeye çalışan ve keşfeden insanoğlu maalesef kendini bir türlü keşfedememiş yaratılış gayesine ulaşamamış ve istediği hayat standardına bir türlü ulaşamamıştır. 

İnsanoğlunun dünyaya geliş amacı yaşadığı topluma değer katmak ve bunun neticesinde tüm insanlığa hizmet sunabilmektir. 

Allah her insana farklı özellik, güzellik ve yetenek vererek, insanları birbirine hizmet etmek için yaratmıştır. Bir yerde tüm insanlar birbirine hizmet için buradadırlar. 

İnsanin ilk önce bu dünyaya niçin geldiğini, Allahın bizi neden yarattığını ve bize nasıl bir sorumluluk yüklediğini düşünerek, sorgulayarak, aklederek ve tefekkür ederek bulması gerekmektedir. 

Ben hangi özelliğimden, güzelliğimden ve yeteneğimden dolayı bu hayata katkı sunuyorum veya sunacağım. 
Benim yaratılış amacım ve gayem nedir. 
İnsan, Allahın kendisini yarattığı fıtrat üzere kendisine topluma ve tüm insanlığa nasıl katkı sunabilirim hesabı içerisinde hareket etmelidir. 

En iyi insan bulunduğu ortama değer katan, katkı sunan ve insanlara en fazla yardımcı olabilen ve bunun neticesinde güzel ahlak sahibi ve değerli bir insan olabilendir.

Kuranı kerimin bize verdiği mesajda bu yöndedir. 
Kuran’i kerimin mesajı bu yönde olmasına rağmen yaşadığımız dünyada her insanın birbirinden sorumlu olduğu ve birbirine hizmet etmesi gerekir bilinci bizlere unutturulmaya çalışılmıştır.

Kuranı kerimin insana bizlere verdiği tüm mesajlar, biz kendimizi bilmemiz ve kendimize gelmemiz, fıtratımıza göre hareket ederek, yanı yaşam amacınımızı bularak, yaşadığımız ortama değer katabilmemizi öngörmektedir.

İnsanın hayatta yaşadığı tüm olumsuz durumlar da insanın kendine gelmesi, özüne dönmesi, kendini geliştirmesi ve tekamül yolculuğunun basamaklarını tırmanması için önemli bir fırsat, ikaz ve bu yönde kendisine atılmış bir tokat olarak görebilmeliyiz. 

Onun için insan her zaman bir olayın oluş nedenine takılmadan onun arkasındaki hikmetlerine bakarak ve oradan dersler çıkararak yoluna devam etmelidir. 

Burada cennet ve cehennem kavramlarıda insanın hayatında önemli bir yere sahiptır. 

Cennet ve cehennem olayı bir yerde kişinin iç dünyasında yaşamış olduğu iyi ve kötü haller ve durumlardır. Bizler yaptığımız işlerden ve hareketlerden dolayı kendi cennet ve cehennemimizi inşa ediyoruz. 
Kişinin kendini iyi hissetmesi onun cennet gibi bir yaşam içinde olduğunun, kişinin kendini kötü hissetme hali de onun cehennem gibi bir yaşam içinde olduğunun işaretlerini vermektedir.
Cehennemden kurtularak cennet gibi bir yaşama adım atmak herkesin kendi elinde ve iradesindedir. Sistemin mükemmelliği ve işleyişinin bu şekilde olduğunu asla göz ardı etmemeliyiz. 

Kuranı kerimin bize verdiği mesaji tekrar tekrar çok iyi analız etmeliyiz. 
Kuranı Kerim daha çok okumak için değil, hayatımıza, yaşantımıza tatbık etmek ve onun bir yaşam rehberi olduğunu bilmemiz yaşam kalitemizi artırarak hedefe kolaylıkla ulaşmamızı sağlayacaktır.

Bugün ülkemizde uygulanmakta olan ve üzerine durduğumuz konu onu daha çok okutmaktan ibaret olduğudur. Onu anlamanın ve hayata geçirmenin yolları bize gerçekten öğretilmedi veya iyi anlatılmadı. Kuranı Kerimin bir yaşam rehberi olduğu tam manasıyla bizlere izah edilemedi. 

Kuran’i Kerim’de İnsanın nasıl bir varlık olduğu ne yapmamız ve hayata nasıl bakmamız gerektiği bizlere apaçık bildirmiştir. 
Bu mesajı iyi okur, anlar ve yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi hayatımıza tatbik edebilirsek istediğimiz hedefe çok rahatlıkla ulaşabilir, adeta cennet hayatı yaşar gibi hayatımız olur  ve hep birlikte peygamber efendimizin o güzel ve bir o kadar da anlamlı müjdesine nail olmuş oluruz. 

İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür. Nasıl ölürse öyle dirilir ve hayatına kaldığı yerden devam eder. 

O halde bizim şu andaki halimiz  nasıl ise ona bakacağız. İyi haldeysek, daha iyi olmak, kötü haldeysek kendimizi acilen düzelterek yolumuza devam etmeliyiz. Bu dünya hayatı, bize verilmiş bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmek ve bu kubbede hoş bir Seda bırakabilmek bizim kendi elimizdedir. Ne mutlu bunu başarabilenlere, Allah onlardan her zaman razı olacaktır. 

Onlara hiç bir zaman korku olmayacak, ebedi olarak cennet hayatı yaşayacaklardır. 

Selam ve dua ile Allaha emanet olunuz.

29.03.2024
Ali Osman Abanoz