Almanya'da Solingen katliamının üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen, Berlin hükümetinin gereken adımları atmaması nedeniyle yeni ırkçı saldırılar yaşanmaya devam ediyor. İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Hacı Mehmet Boyraz, 29 Mayıs 1993'te gerçekleştirilen ve 5 Türk'ün hayatını kaybettiği Solingen katliamının ardından Almanya'da yaşanan ırkçı saldırılara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Boyraz'a göre, Solingen katliamı Türkleri hedef alan saldırıların en vahşi örneklerinden biridir. 5 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği ve 14 kişinin yaralandığı bu olayın ırkçı saiklerle gerçekleştirilen bir terör eylemi olduğu tarihe geçmiştir. Bununla birlikte, Solingen'den birkaç ay önce Mölln'de yaşanan bir başka saldırının da "ayak sesleri" olduğunu belirten Boyraz, Almanya'nın bu konuda yeterli çalışma yapmadığına dikkat çekti.
Almanya'da Solingen katliamından sonra verilen cezaların yetersiz olması nedeniyle ırkçı saldırıların devam ettiğini ifade eden Boyraz, özellikle Türkleri hedef alan saldırıların yanı sıra aşırı sağın da yükselişiyle birlikte farklı gruplara yönelik nefret saldırılarının arttığını belirtti. Boyraz'a göre, Alman hükümeti caydırıcı önlemler almamakta ve kararlı bir mücadele yürütmemektedir, bu da saldırıların devam etmesine yol açmaktadır.
Boyraz, Almanya'nın ırkçılıkla mücadelede atması gereken adımları sıralayarak, özellikle hükümete bağlı ırkçılıkla mücadele ajansının güçlendirilmesi, cezai yaptırımların artırılması, cami ve mescitlerin korunması, medyaya yaptırımların uygulanması gibi konularda adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Almanya'da yaşanan bu sorunun sadece Türkleri değil, ülkeye ait olmayan diğer grupları da hedef aldığına dikkat çeken Boyraz, devletin ve istihbaratın içerisindeki ırkçı yapıların da sorunun bir parçası olduğunu ifade etti.
Almanya'nın ırkçılıkla mücadelede daha kararlı ve etkili adımlar atması gerektiği konusunda uzmanlar ve toplumun geniş kesimleri hemfikir. Irkçılığın ve nefret suçlarının önlenmesi için somut ve etkili politikaların hayata geçirilmesi, toplumsal barış ve güvenliğin sağlanması adına önem taşıyor.